Batı Anadolu'da yer kabuğundaki gerilimin artmasıyla birlikte Sındırgı, Gördes ve Simav çevresinde binlerce depremin yaşandığını belirten Prof. Dr. Okan Tüysüz, bölgede magma hareketi ya da bilinmeyen fayların etkili olabileceğini söyledi. Tüysüz, "Depremler bir süre daha sürecek, yöre halkı bu sismik hareketlilikle yaşamayı öğrenmek zorunda" uyarısında bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 10.11.2025 13:34
Haber Güncellenme Tarihi: 10.11.2025 13:36
Kaynak:
Türkiye Gazetesi
"YIKICI DEPREMLER FAYLARIN KIRILMASI İLE OLUŞUR"
Tüysüz, "Depremler yeraltında magmanın veya sıcak suların hareketi, volkanların patlaması, büyük boşlukların çökmesi gibi farklı nedenlerden dolayı oluşsa da büyük ve yıkıcı depremler fayların hareket etmesi (kırılması) ile oluşmaktadır. Fayın kırılması, yerin derinliklerindeki (ülkemiz için genellikle 10-15 kilometre) odak noktasında başlayıp ve çevreye yayılır. Ülkemizdeki faylarda, deprem 6-6.5 büyüklüğünü geçerse, kırılma yüzeye kadar ulaşır ve yüzey kırığı oluşturur. Daha küçük depremlerin enerjisi nispeten düşük olduğundan bunlarda fay kırığı yüzeye ulaşamaz, yeraltında kalır. Bu nedenle, örneğin 4 veya 5 büyüklüğündeki bir deprem için "Diri fay haritasında burada fay yok niçin deprem oluyor?"sorusu konunun yeterince anlaşılmadığını gösterir" dedi.
DEPREM FIRTINALARI NASIL OLUŞUR?
Deprem fırtınalarının oluşumuna değinen Tüysüz, şu ifadeleri kullandı:
"Magmanın hareketi nedeniyle oluşan depremler o yöredeki mevcut fayları zorlayarak kırılmalarına neden olur, bu da sınırlı bir bölgede deprem fırtınalarına neden olur, nadir olarak da volkanların patlaması ile sürerler. Bir faya uygulanan gerilme fay bloklarının birbirine sürtünmesini yenecek boyuta geldiğinde fay ani olarak hareket eder ve böylece odaktan çevreye yayılan sismik dalgalar depremin ana şokunu oluştururlar. Bir fay düzlemi üzerindeki pürüzler ana şok ile kırılır, fay blokları fayın türüne göre farklı yönlere kayarlar, ancak deprem etkinliği sona ermez.
Blokların sakinleşmesi, fay düzlemi üzerindeki daha küçük pürüzlerin kırılması, yakındaki daha küçük fayların da tetiklenerek kırılması ve durulması için bir süre gerekir. Genel olarak ana şoku oluşturan fay üzerinde ya da yakın çevresinde oluşan ve ana şoktan sonra oluşan depremlerin tümü artçı deprem olarak tanımlanır. Artçı depremler deprem büyüklüğü ile de orantılı olarak aylar hatta yıllarca sürebilmektedir.
Deprem fırtınası adıyla bilinen ve küçük ve orta büyüklükteki depremlerin iç içe geliştiği sismik etkinlik ülkemizde Batı Anadolu ve Ege Denizi’nde sıkça yaşanmaktadır. Deprem fırtınaları yer kabuğunun ince olduğu, çok sayıda birbiriyle kesişen fayların bulunduğu, ısı akısı yüksek, sıcak su, gaz ve magma hareketi olan yerlerde görülmektedir. Deprem fırtınaları günler, haftalar, aylar hatta nadiren yıllarca sürebilmektedir."
SINDIRGI'DAN SİMAV'A YER KABUĞU NEDEN GERİLİYOR?
Batı Anadolu'nun dünyanın en sık deprem üreten bölgelerinden biri olduğunu söyleyen Tüysüz, "Milyonlarca yıldır Batı Anadolu ve Ege Bölgesi senede 3-4 santimetre hızla kuzey-güney yönünde genişlemekte (örneğin Edirne ile Datça birbirinden senede 4 santimetre kadar uzaklaşmakta)bölgede çok sayıda fay ve bunlara bağlı olarak depremler meydana gelmektedir. Batı Anadolu’daki fayların boylarının kısa olması nedeniyle deprem büyüklükleri nadiren 7’nin biraz üzerine çıkabilmektedir" dedi.
"10 Ağustos 2025'te Sındırgı (Balıkesir) ile Akşehir (Konya) arasında 360 kilometre kadar uzanan fayın en batı ucunda, Sındırgı ilçesinin biraz kuzeyinde 6,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi" diyen uzman isim, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Depreme ait bilgiler bunun kuzey tarafı alçalan normal bir fay tarafından oluşturulduğunu gösteriyordu. Bu tür bir depremde artçıların Sındırgı’nın kuzeyinde yani fayın alçalan tarafında olması ve birkaç haftada sönümlenmesi beklenirken deprem etkinliği beklenenden çok daha uzun sürdü ve yine beklenenin aksine güney tarafta yoğunlaştı. Deprem etkinliği nispeten azalarak sürerken 27 Ekim'de Sındırgı güneydoğusunda 6,1 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. 8 Kasım saat 19.00 itibarıyla bu deprem fırtınası içerisinde meydana gelen deprem sayısı 16 bine yaklaştı ve bölgede depremler olmaya devam ediyor.
Sındırgı çevresindeki bu iki depremle onları izleyen depremlerin hangi nedenden kaynaklandığı henüz net olarak ortaya konulabilmiş değil. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yapılan değerlendirmede bu depremler magma hareketiyle tetiklenen faylara atfedilirken AFAD raporunda etkinliğin Sındırgı Fayı tarafından oluşturulduğu ileri sürülüyor. Bazı araştırmacılar magma etkinliğinden yana açıklamalar yaparken bazıları Sındırgı güneyinde daha önce bilinmeyen fayların olduğunu savunuyorlar. Ancak her iki görüşü de tamamen destekleyen ya da çürüten bilimsel bir veri henüz yayınlanmış değil, tartışma bilimsel camiadan çok medyada sürdürülüyor, böyle olunca da bir bilgi kirliliği ortaya çıkıyor.
Öte yandan, zaten çoğu zaman hissedilmeyecek kadar küçük depremlerle sarsılmakta olan Gördes'in güneyinde 6 Kasım'dan itibaren sayı olarak artış gösteren bir sismik etkinlik başladı. 6-8 Kasım arasında bu bölgede 3,1 ve 6,0 büyüklükte 60 deprem meydana geldi. Bu depremler hala sürüyor.
Yakın yöredeki bir diğer etkinlik ise Simav kuzeyinde nisan ayı ortalarından itibaren sürmekte, burada da 8 Kasım'a kadar en büyüğü 5,4 ve 13 tanesi 4 ile 5 arası büyüklükte 4 bin civarında deprem meydana geldi. Sındırgı’ya benzer bir tartışma bu bölge için de mevcut."
DEPREMLER UZUN SÜRE DEVAM EDECEK
"Bu üç bölge meydana gelen depremlerin hangi nedenlerle geliştiği detaylı yüzey ve yeraltı çalışmaları yapılmadan netleşmeyecek gibi duruyor" diyen Tüysüz, "Bölgede bilinmeyen aktif faylar var mı, yeraltında bir magma kütlesi ya da kütleleri var mı, varsa bunların geometrisi ve dinamiği nedir? Çok sayıda soruya cevap vermek için uluslararası işbirliği ile Santorini’deki gibi çalışmaların yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Tüysüz, son olarak "Nedeni net olmasa da bölgede depremler sürüyor ve daha uzun süre yöre halkı bu tür depremlerle birlikte yaşayacak" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Okan Tüysüz 'sarsıntılar durmayacak' dedi!
Batı Anadolu'da yer kabuğundaki gerilimin artmasıyla birlikte Sındırgı, Gördes ve Simav çevresinde binlerce depremin yaşandığını belirten Prof. Dr. Okan Tüysüz, bölgede magma hareketi ya da bilinmeyen fayların etkili olabileceğini söyledi. Tüysüz, "Depremler bir süre daha sürecek, yöre halkı bu sismik hareketlilikle yaşamayı öğrenmek zorunda" uyarısında bulundu.
"YIKICI DEPREMLER FAYLARIN KIRILMASI İLE OLUŞUR"
Tüysüz, "Depremler yeraltında magmanın veya sıcak suların hareketi, volkanların patlaması, büyük boşlukların çökmesi gibi farklı nedenlerden dolayı oluşsa da büyük ve yıkıcı depremler fayların hareket etmesi (kırılması) ile oluşmaktadır. Fayın kırılması, yerin derinliklerindeki (ülkemiz için genellikle 10-15 kilometre) odak noktasında başlayıp ve çevreye yayılır. Ülkemizdeki faylarda, deprem 6-6.5 büyüklüğünü geçerse, kırılma yüzeye kadar ulaşır ve yüzey kırığı oluşturur. Daha küçük depremlerin enerjisi nispeten düşük olduğundan bunlarda fay kırığı yüzeye ulaşamaz, yeraltında kalır. Bu nedenle, örneğin 4 veya 5 büyüklüğündeki bir deprem için "Diri fay haritasında burada fay yok niçin deprem oluyor?"sorusu konunun yeterince anlaşılmadığını gösterir" dedi.
DEPREM FIRTINALARI NASIL OLUŞUR?
Deprem fırtınalarının oluşumuna değinen Tüysüz, şu ifadeleri kullandı:
"Magmanın hareketi nedeniyle oluşan depremler o yöredeki mevcut fayları zorlayarak kırılmalarına neden olur, bu da sınırlı bir bölgede deprem fırtınalarına neden olur, nadir olarak da volkanların patlaması ile sürerler. Bir faya uygulanan gerilme fay bloklarının birbirine sürtünmesini yenecek boyuta geldiğinde fay ani olarak hareket eder ve böylece odaktan çevreye yayılan sismik dalgalar depremin ana şokunu oluştururlar. Bir fay düzlemi üzerindeki pürüzler ana şok ile kırılır, fay blokları fayın türüne göre farklı yönlere kayarlar, ancak deprem etkinliği sona ermez.
Blokların sakinleşmesi, fay düzlemi üzerindeki daha küçük pürüzlerin kırılması, yakındaki daha küçük fayların da tetiklenerek kırılması ve durulması için bir süre gerekir. Genel olarak ana şoku oluşturan fay üzerinde ya da yakın çevresinde oluşan ve ana şoktan sonra oluşan depremlerin tümü artçı deprem olarak tanımlanır. Artçı depremler deprem büyüklüğü ile de orantılı olarak aylar hatta yıllarca sürebilmektedir.
Deprem fırtınası adıyla bilinen ve küçük ve orta büyüklükteki depremlerin iç içe geliştiği sismik etkinlik ülkemizde Batı Anadolu ve Ege Denizi’nde sıkça yaşanmaktadır. Deprem fırtınaları yer kabuğunun ince olduğu, çok sayıda birbiriyle kesişen fayların bulunduğu, ısı akısı yüksek, sıcak su, gaz ve magma hareketi olan yerlerde görülmektedir. Deprem fırtınaları günler, haftalar, aylar hatta nadiren yıllarca sürebilmektedir."
SINDIRGI'DAN SİMAV'A YER KABUĞU NEDEN GERİLİYOR?
Batı Anadolu'nun dünyanın en sık deprem üreten bölgelerinden biri olduğunu söyleyen Tüysüz, "Milyonlarca yıldır Batı Anadolu ve Ege Bölgesi senede 3-4 santimetre hızla kuzey-güney yönünde genişlemekte (örneğin Edirne ile Datça birbirinden senede 4 santimetre kadar uzaklaşmakta)bölgede çok sayıda fay ve bunlara bağlı olarak depremler meydana gelmektedir. Batı Anadolu’daki fayların boylarının kısa olması nedeniyle deprem büyüklükleri nadiren 7’nin biraz üzerine çıkabilmektedir" dedi.
"10 Ağustos 2025'te Sındırgı (Balıkesir) ile Akşehir (Konya) arasında 360 kilometre kadar uzanan fayın en batı ucunda, Sındırgı ilçesinin biraz kuzeyinde 6,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi" diyen uzman isim, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Depreme ait bilgiler bunun kuzey tarafı alçalan normal bir fay tarafından oluşturulduğunu gösteriyordu. Bu tür bir depremde artçıların Sındırgı’nın kuzeyinde yani fayın alçalan tarafında olması ve birkaç haftada sönümlenmesi beklenirken deprem etkinliği beklenenden çok daha uzun sürdü ve yine beklenenin aksine güney tarafta yoğunlaştı. Deprem etkinliği nispeten azalarak sürerken 27 Ekim'de Sındırgı güneydoğusunda 6,1 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. 8 Kasım saat 19.00 itibarıyla bu deprem fırtınası içerisinde meydana gelen deprem sayısı 16 bine yaklaştı ve bölgede depremler olmaya devam ediyor.
Sındırgı çevresindeki bu iki depremle onları izleyen depremlerin hangi nedenden kaynaklandığı henüz net olarak ortaya konulabilmiş değil. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yapılan değerlendirmede bu depremler magma hareketiyle tetiklenen faylara atfedilirken AFAD raporunda etkinliğin Sındırgı Fayı tarafından oluşturulduğu ileri sürülüyor. Bazı araştırmacılar magma etkinliğinden yana açıklamalar yaparken bazıları Sındırgı güneyinde daha önce bilinmeyen fayların olduğunu savunuyorlar. Ancak her iki görüşü de tamamen destekleyen ya da çürüten bilimsel bir veri henüz yayınlanmış değil, tartışma bilimsel camiadan çok medyada sürdürülüyor, böyle olunca da bir bilgi kirliliği ortaya çıkıyor.
Öte yandan, zaten çoğu zaman hissedilmeyecek kadar küçük depremlerle sarsılmakta olan Gördes'in güneyinde 6 Kasım'dan itibaren sayı olarak artış gösteren bir sismik etkinlik başladı. 6-8 Kasım arasında bu bölgede 3,1 ve 6,0 büyüklükte 60 deprem meydana geldi. Bu depremler hala sürüyor.
Yakın yöredeki bir diğer etkinlik ise Simav kuzeyinde nisan ayı ortalarından itibaren sürmekte, burada da 8 Kasım'a kadar en büyüğü 5,4 ve 13 tanesi 4 ile 5 arası büyüklükte 4 bin civarında deprem meydana geldi. Sındırgı’ya benzer bir tartışma bu bölge için de mevcut."
DEPREMLER UZUN SÜRE DEVAM EDECEK
"Bu üç bölge meydana gelen depremlerin hangi nedenlerle geliştiği detaylı yüzey ve yeraltı çalışmaları yapılmadan netleşmeyecek gibi duruyor" diyen Tüysüz, "Bölgede bilinmeyen aktif faylar var mı, yeraltında bir magma kütlesi ya da kütleleri var mı, varsa bunların geometrisi ve dinamiği nedir? Çok sayıda soruya cevap vermek için uluslararası işbirliği ile Santorini’deki gibi çalışmaların yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Tüysüz, son olarak "Nedeni net olmasa da bölgede depremler sürüyor ve daha uzun süre yöre halkı bu tür depremlerle birlikte yaşayacak" dedi.
Kaynak: Türkiye Gazetesi
En Çok Okunan Haberler