LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI
Bugünün tarihi 24 Temmuz 2025.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluş Belgesi ve bir anlamda tapusu olarak nitelenen Lozan Barış Antlaşması’nın 102. Yıl dönümü.
Antlaşma görüşmelerinin yapıldığı İsviçre’nin Lozan (Lousanne) şehrinde bulunan Rumi’ne Palas Otelinde 24 Temmuz 1923 günü büyük bir telaş vardı.
Görevliler sağa sola koşuşturmakta, diplomatlar toplantı masasında yerlerini almaktalar.
Görülen bu koşuşturma ve telaşın nedeni, burada verilen bir ara ile birlikte yaklaşık on aydır süren ve sona eren Lozan Barış Antlaşması’nın imza töreninin yapılacak olmasıdır.
Antlaşmaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Hükümeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya devletleri temsilcileri ile ileriki yıllarda kurulacak Yugoslavya’nın temelini oluşturacak Sırp, Hırvat ve Sloven krallıkları imza koyacaklardır. Görüşmelere ABD ise gözlemci olarak katılmıştır.
Diplomatlar antlaşma metnini imzalamak üzere yerlerini aldıklarında ve saat tam 15.09’da imza için TBMM Heyeti Başkanı imzaya davet olunur.
Daha bir yıl öncesi biten Kurtuluş Savaşı’nın Batı Cephesi Komutanı olan 39 yaşındaki İsmet Paşa Lozan’daki TBMM Hükümeti Diplomat Heyetinin Başkanıdır.
İsmet İnönü, Türkiye Devleti’nin “Kurucu Belgesi” olan bu antlaşma ile eklerini yedi dakika gibi bir sürede imzaladı.
Hazır bulunan diğer devletlerin heyetleri de antlaşma metnine imzalarını koymaları suretiyle antlaşma tamamlanmış oldu.
O günden bugüne tam olarak 102 yıllık bir zaman geçmiş bulunuyor; bu antlaşma ile kurulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kökleri Anadolu ve Rumeli’ye yayılan ve dalları göklere uzanan sarsılmaz bir çınar ağacı gibi dipdiri yerinde durmaktadır.
Aslında Lozan Barış görüşmelerinin birinci etabı 11 Kasım 1922 tarihi olarak belirlenmiş, ancak diğer devlet delegelerinin gecikmelerinden dolayı konferans 20 Aralık’ta başlayabilmiştir; tartışmalar uzun sürmüş ve anlaşmazlıklar nedeniyle 3 Şubat 1923’te ara verilmiş; 23 Nisan 1923’te ise ikinci oturum başlamış ve 24 Temmuz’da da anlaşmayla bitmiştir.
İsmet Paşa’nın anılarından, en çok tartışılan ve üzerinde durulan konuların başında da o günlerdeki adıyla “Düyun-u umumiye” (Osmanlı borçları) ile Misak-ı Milli hudutlarının gelmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Düyun-u Umumiye borçları ki; Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk borcu aldığı 1854 yılından 100 yıl sonraya kadar yani 1950’li yıllara değin antlaşmaya göre geri ödemesi devam etmiş ve bu ödeme genç cumhuriyetin otuz yılına mal olmuştur. İmparatorluğun son zamanlarında ödemekte olduğu taksit tutarının yılda 7 milyon altından fazla olduğu dikkate alınırsa; kendini askerlikten gelen bir “amatör diplomat” olarak tanımlayan İsmet Paşa’nın bu konu ile ilgili olarak “Konferansın en çetin meselesiydi” demesinin nedeninin anlaşılmasında güçlük çekilmeyecektir.
Konumuz Lozan Barış Konferansından açılmışken; kendi mütevazi anlatımıyla “Amatör Diplomat” İsmet Paşa’nın Lozan Polis Müdürü ile aralarında geçen bir anekdotu da burada anmadan geçmemek lazım geldiğini düşünüyorum.
Lozan’a ilk geldiği günlerde 7625 plaka numaralı araç tahsis olunan İnönü’ye Şehrin Polis Müdürü gelerek; “Paşa hazretleri Ermeni çetelerinin size bir suikast yapacaklarını biz de haber aldık, görevimiz sizi korumaktır, konferans salonuna gidip gelirken otomobilinizden Türk bayrağının kaldırılmasını rica ediyoruz” diyor.
İsmet Paşanın polis müdürünün bu sözüne karşı verdiği yanıtı şudur: “Ben burada Türk delegesi olarak bulunuyorum. Bu Türk bayrağı benim arabamdan kalkmaz. Ben burada bir suikasta kurban gidebilirim. Fakat benim ardımdan bir Türk delegesi daha gelir, arabaya biner ve benim vazifemi yapar. Türk bayrağı otomobilden hiçbir zaman kaldırılamaz, yerinde durur. Bayrağınızı savunamazsanız hiçbir ulusal mücadeleyi kazanamazsınız.” (*)
(İsmet Paşa Lozanda, TBMM hükümeti diplomasi heyeti başkanı olarak bulunduğu zaman kendisine tahsis edilen aracın önünde. 1922-23)
Bugünün tarihi 24 Temmuz 1925; Lozan Barış Antlaşması’nın 102.’ci yıl dönümü.
Önce Kurtuluş Savaşı zaferi, sonra Lozan Antlaşması ile bu günleri milletimize sağlayan kahraman atalarımızı bu vesileyle tekrar minnetle ve rahmetle anıyoruz.
Ruhları ışıklar içinde uyusunlar…
__________________________________________________________________
(*) t24 Konuk yazar, Nursun Erel 13.07.2025 “İnönü’yle Lozan’ı yaşamak"