Ahmak sözcüğü, yargının gündemine götürülen bir olay nedeniyle sanıyorum ki üç – beş yıldır siyaset arenasında en çok telaffuz edilegelen, yazılı ve sözlü medya ile radyo ve TV’lerin haber bültenlerinde en çok duyduğumuz ve toplumumuzun zihnini de en çok meşgul eden sözcüklerin başında gelir.
Bir sıfat olan “ahmak” Arapça kökenli bir sözcüktür.
Sözcük olarak anlamı ise; Büyük Larousse, Sözlük ve Ansiklopedisi’nde: “Anlama, kavrama, sezme, yargılama gücü yeterince gelişmemiş, duyarsız kimse için kullanılır; kafasız, ebleh, aptal” olarak verilmektedir.
Biraz da mizahi açıdan bakılacak olunursa; ahmak olanların kafaları her bir şeyi almadığı hesabıyla, ince ince ve toz tanecikleri gibi yağan yağmurda ıslandıklarının farkına da varamadan ve duyarsız bir şekilde ağır ağır yürüyüp ıslanmaları nedeniyle olsa gerek; bu yağmur türü “Ahmak Islatan” olarak tanımlanmaktadır.
Bu sözcüğün son yıllarda ülkemizde kullanılmasının nasıl ve ne zamandan itibaren yoğunlaştığına bakalım:
Avrupa’nın Strazburg kentinde düzenlenen “Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne davet üzerine giden ve 30 Ekim 2019 günü bu kongrede bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasının sonunda kendisine yöneltilen mülteci sorunu, kayyum belediye başkanı atamaları ve İBB Başkanı olarak uygulamaya geçirmek istediği projeleri hakkında ileride çıkarılabilecek olası engeller hakkındaki soruları da yanıtlıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da İmamoğlu’nun söz konusu toplantıdaki konuşmasını kast ederek basın mensuplarına 4 Kasım 2019 tarihinde verdiği bir beyanatta, İmamoğlu’nu kast ederek: “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” diyor.
Bunun üzerine İmamoğlu, aynı gün gazetecilerin bakanın bu beyanatı hakkındaki sorusunu yanıtlarken “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve Dünya’da , Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın” diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 4 Kasım 2019 tarihinde yaptığı söz konusu basın açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiası ile YSK tarafından 15.11.2019’da yapılan suç duyurusu üzerine düzenlenen savcılık iddianamesi mahkemece 28 Mayıs 2021 tarihinde kabul edilerek İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinde bir yargılama başlatılıyor.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza mahkemesi, yaptığı bu yargılama sonucu İmamoğlu hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile birlikte 4 yıl siyasetten de yasaklama kararı veriyor ve takdir indirimi de yapmıyor. Bu Karar, İstinaf Mahkemesince 2 yıl 7 ay 15 gün yerine; hesap hatası gerekçesiyle 1 yıl 19 ay 15 gün olarak güncellenerek 19 Eylül 2025 tarihinde onanıyor. Kararın bundan sonraki safhası ise, temyizen Yargıtaya götürülmesi olabilir.
Şimdi yazılı düşünelim: Başlangıçta, sözlükteki anlamını belirttiğimiz “ahmak” sözcüğünün muhataba yöneltilmesi, şayet hakaret teşkil ediyorsa (ki, ilk derece mahkemesi ve istinaf bu kanaatle kararlarını vermişlerdir); davanın siyasi bir dava olduğu yönündeki iddiaları haklı gösterecek şekilde, soruşturma ve bir buçuk yılı aşan iddianamenin hazırlanması safhası da katıldığında yargılamanın sadece ilk derece yargılık ve istinafta yaklaşık beş yıl sürmesi dikkati çeken bir durumdur. Ayrıca temyize gidilmesi halinde bu sürecin Yargıtay safhasında daha ne kadar uzayacağını kestirmek de şimdiden olası değildir.
Biliyoruz ki bu sözcük, her gün ülkemizdeki insanlarımız arasındaki ilişkilerde karşılıklı olarak belki binlerce kez söylenegelmektedir ve bunların çoğunluğu da şikâyet konusu yapılmadığından, milyonlarca dosya arasına eklenmeyerek yargının gündemi işgal ettirilmemektedir. Çünkü “ahmaklık” hitabı, insanlarımız arasındaki konuşmalarda olağan ve vaka-yı adiyeden görülen bir olaydır!
Ayrıca yurttaşların bazılarının diğerini ahmaklıkla ithamı yanında; kimi kişiler bu sıfatı kendilerine yönelik olarak da alçak gönüllü olmanın bir tezahürü olarak ifade edegelmektedirler. Eski Milletvekili, Başbakan yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınc’ın, Cemaatin terör örgütü ilan edilmesi tarihinden önceleri kendisinin de “Cemaatçi” olması olayı hakkında gazetecilerin bir sorusuna karşılık verdiği yanıtta kestirip atmak suretiyle “Ben ahmakmışım” şeklinde yanıt vermiş olması, bunun bir örneğidir.
Yargılamaya konu olayın başlangıcı, İBB Başkanı İmamoğlu’nun şahsı ima edilmek suretiyle, İçişleri Bakanı Soylu tarafından verilen beyanatta “Avrupa Parlamentosuna gidip Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum” denilmesidir. Bununla ilgili olarak gazetecilerin sorusuna İmamoğlu tarafından verilen yanıt ise “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklindedir.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun konuya ilişkin beyanatının tamamı okunduğunda, İçişleri Bakanı Soylu’nun ahmaklık ithamına karşılık olduğu ortadadır. Ancak söz konusu İBB Başkanlığı seçimi YSK tarafından iptal edilmiş olduğundan; sadece “seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklindeki bölümü esas alınırsa “ahmaktır” sözcüğünün YSK’ya gittiği yorumu yapılabilir, zaten yargının kararı da bu yönde olmuştur.
Sonuç olarak, bir sözcüğün sarf edilmiş olmasının peşine düşülerek, ülkenin yurttaşlarının ve kurumlarının uzun süre meşgul ettirilmesi ve toplumun mevcut enerjisinin boşa sarf edilmesinin maddi ve manevi açıdan getirisi hiç yoktur ama götürüsü hesaplanmaya muhtaçtır.
Dileğim o ki: Tanrı kimseleri “ahmaklardan” eylemesin!..
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İbrahim ERDOĞAN
A H M A K L I K L A R . . .
Ahmak sözcüğü, yargının gündemine götürülen bir olay nedeniyle sanıyorum ki üç – beş yıldır siyaset arenasında en çok telaffuz edilegelen, yazılı ve sözlü medya ile radyo ve TV’lerin haber bültenlerinde en çok duyduğumuz ve toplumumuzun zihnini de en çok meşgul eden sözcüklerin başında gelir.
Bir sıfat olan “ahmak” Arapça kökenli bir sözcüktür.
Sözcük olarak anlamı ise; Büyük Larousse, Sözlük ve Ansiklopedisi’nde: “Anlama, kavrama, sezme, yargılama gücü yeterince gelişmemiş, duyarsız kimse için kullanılır; kafasız, ebleh, aptal” olarak verilmektedir.
Biraz da mizahi açıdan bakılacak olunursa; ahmak olanların kafaları her bir şeyi almadığı hesabıyla, ince ince ve toz tanecikleri gibi yağan yağmurda ıslandıklarının farkına da varamadan ve duyarsız bir şekilde ağır ağır yürüyüp ıslanmaları nedeniyle olsa gerek; bu yağmur türü “Ahmak Islatan” olarak tanımlanmaktadır.
Bu sözcüğün son yıllarda ülkemizde kullanılmasının nasıl ve ne zamandan itibaren yoğunlaştığına bakalım:
Avrupa’nın Strazburg kentinde düzenlenen “Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne davet üzerine giden ve 30 Ekim 2019 günü bu kongrede bir konuşma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasının sonunda kendisine yöneltilen mülteci sorunu, kayyum belediye başkanı atamaları ve İBB Başkanı olarak uygulamaya geçirmek istediği projeleri hakkında ileride çıkarılabilecek olası engeller hakkındaki soruları da yanıtlıyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da İmamoğlu’nun söz konusu toplantıdaki konuşmasını kast ederek basın mensuplarına 4 Kasım 2019 tarihinde verdiği bir beyanatta, İmamoğlu’nu kast ederek: “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” diyor.
Bunun üzerine İmamoğlu, aynı gün gazetecilerin bakanın bu beyanatı hakkındaki sorusunu yanıtlarken “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve Dünya’da , Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın” diyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 4 Kasım 2019 tarihinde yaptığı söz konusu basın açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiası ile YSK tarafından 15.11.2019’da yapılan suç duyurusu üzerine düzenlenen savcılık iddianamesi mahkemece 28 Mayıs 2021 tarihinde kabul edilerek İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesinde bir yargılama başlatılıyor.
İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza mahkemesi, yaptığı bu yargılama sonucu İmamoğlu hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile birlikte 4 yıl siyasetten de yasaklama kararı veriyor ve takdir indirimi de yapmıyor. Bu Karar, İstinaf Mahkemesince 2 yıl 7 ay 15 gün yerine; hesap hatası gerekçesiyle 1 yıl 19 ay 15 gün olarak güncellenerek 19 Eylül 2025 tarihinde onanıyor. Kararın bundan sonraki safhası ise, temyizen Yargıtaya götürülmesi olabilir.
Şimdi yazılı düşünelim: Başlangıçta, sözlükteki anlamını belirttiğimiz “ahmak” sözcüğünün muhataba yöneltilmesi, şayet hakaret teşkil ediyorsa (ki, ilk derece mahkemesi ve istinaf bu kanaatle kararlarını vermişlerdir); davanın siyasi bir dava olduğu yönündeki iddiaları haklı gösterecek şekilde, soruşturma ve bir buçuk yılı aşan iddianamenin hazırlanması safhası da katıldığında yargılamanın sadece ilk derece yargılık ve istinafta yaklaşık beş yıl sürmesi dikkati çeken bir durumdur. Ayrıca temyize gidilmesi halinde bu sürecin Yargıtay safhasında daha ne kadar uzayacağını kestirmek de şimdiden olası değildir.
Biliyoruz ki bu sözcük, her gün ülkemizdeki insanlarımız arasındaki ilişkilerde karşılıklı olarak belki binlerce kez söylenegelmektedir ve bunların çoğunluğu da şikâyet konusu yapılmadığından, milyonlarca dosya arasına eklenmeyerek yargının gündemi işgal ettirilmemektedir. Çünkü “ahmaklık” hitabı, insanlarımız arasındaki konuşmalarda olağan ve vaka-yı adiyeden görülen bir olaydır!
Ayrıca yurttaşların bazılarının diğerini ahmaklıkla ithamı yanında; kimi kişiler bu sıfatı kendilerine yönelik olarak da alçak gönüllü olmanın bir tezahürü olarak ifade edegelmektedirler. Eski Milletvekili, Başbakan yardımcısı ve eski TBMM Başkanı Sayın Bülent Arınc’ın, Cemaatin terör örgütü ilan edilmesi tarihinden önceleri kendisinin de “Cemaatçi” olması olayı hakkında gazetecilerin bir sorusuna karşılık verdiği yanıtta kestirip atmak suretiyle “Ben ahmakmışım” şeklinde yanıt vermiş olması, bunun bir örneğidir.
Yargılamaya konu olayın başlangıcı, İBB Başkanı İmamoğlu’nun şahsı ima edilmek suretiyle, İçişleri Bakanı Soylu tarafından verilen beyanatta “Avrupa Parlamentosuna gidip Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum” denilmesidir. Bununla ilgili olarak gazetecilerin sorusuna İmamoğlu tarafından verilen yanıt ise “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklindedir.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun konuya ilişkin beyanatının tamamı okunduğunda, İçişleri Bakanı Soylu’nun ahmaklık ithamına karşılık olduğu ortadadır. Ancak söz konusu İBB Başkanlığı seçimi YSK tarafından iptal edilmiş olduğundan; sadece “seçimi iptal edenler ahmaktır” şeklindeki bölümü esas alınırsa “ahmaktır” sözcüğünün YSK’ya gittiği yorumu yapılabilir, zaten yargının kararı da bu yönde olmuştur.
Sonuç olarak, bir sözcüğün sarf edilmiş olmasının peşine düşülerek, ülkenin yurttaşlarının ve kurumlarının uzun süre meşgul ettirilmesi ve toplumun mevcut enerjisinin boşa sarf edilmesinin maddi ve manevi açıdan getirisi hiç yoktur ama götürüsü hesaplanmaya muhtaçtır.
Dileğim o ki: Tanrı kimseleri “ahmaklardan” eylemesin!..