Cambaz, kökeni Farsça olan bir kelimedir ve Büyük Larousse Ansiklopedisi’nde üç anlamı olduğu belirtilir:

* Tehlikeli, heyecan verici gösteriler ve denge hareketleri yapan kimse,

* At alıp satan ya da yetiştiren kimse,

* Bir işte usta, becerikli kimse…

Benim çocukluğumda bayram ve panayır gibi etkinliklerde cambaz çadırları kurulurdu.

Buralardaki cambazlık gösterileri, biz çocukların olduğu kadar; yetişkinlerin de ilgisini çekerdi.

Bu küçük ebattaki cambaz çadırlarına para vererek girer, gösterileri ilgiyle izlerdik.

Cambaz gösterilerinin her dönemde ilgi çeken ve izlenen bir etkinlik olmasından dolayı olsa gerek; kasten ve ilginin esas noktadan başka yere yöneltilmesini sağlanmak için bir söz ve eylemde bulunulduğunda bu, kimi zaman karşı tarafça kendisinin bu şekilde kandırılamayacağını belirtme anlamında bir söz olarak “CAMBAZA BAK” deyimi de kullanılagelmiştir…

Şimdi ben sorayım ve kendi soruma yanıt vereyim:

Buraya nereden geldik?

Cumhurbaşkanı’mızın bir söylevinde ifade ettiği ve ekranlarda dakikalarca yazılı kalan bir cümlenin ilgimizi çekmiş olmasından!..

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan partisinin 24 Ocak 2025 tarihinde düzenlenen Malatya İl Kongresi’nde yaptığı konuşmasında dedi ki: “Laf cambazlıklarıyla, siyasi hokkabazlıklarla milleti kandırdığını zanneden sadece kendisini kandırmış olur.”

Çok doğru ve yerinde bir değerlendirme.

Zaten kendilerinden de böyle bir değerlendirme beklenirdi…

Ne var ki; bu cambazlık ve siyasi hokkabazlıklar eskiden toplumumuzda pek fazla alıcı bulmuyorken; son dönemlerde her nedense alıcı bulması bir yana, bulaşıcı bir hastalık gibi meydanlara yayılıvermeye başladı!..

Öyle olmasaydı, önceki yerel seçimlerde Sivas seçmenine “adayımıza oy vermeniz mahşerde kurtuluş belgeniz olacak” diyen ve devlet umuru da görmüş bulunduğu bilinen siyasetçiye hitap ettiği o topluluktan bir adet olsun itiraz yükselmesi gerekirdi…

Cumhurbaşkanımız doğru söylemektedir; kabahat millette yani her zaman olduğu gibi yine bizlerde!..

Kısacası esasen sorun, bu cambazlık ve hokkabazlıkların bizlerin cephesinde hayli alıcısının bulunmasında…

Bu bakımdan sanırım ki, bu konu üzerinde toplumumuzun her şeye rağmen hâlâ aklı başında kalanlarının biraz kafa yormaları gerekmektedir!..

Kim bilir, belki de siyaset cambazlığı ile hokkabazlığına bağımlı olmaya başladık...

Şayet bu konuda bağımlı bireyler haline gelmişsek; bunun elbette bir sorumlusu ve sorumluları olmalı değil mi?..

Şimdi gelinen bu noktada sorulması gerekmez mi: Bu zehri damla damla vererek toplumu bağımlı yapan biri veya birileri kim veya kimlerdir?..